Senin kimliğin nedir?
Kimsin sen?
Kimliğin, senin nasıl göründüğünle ilişkili midir?
Belki de öyledir.
Sadece maddi varlığın kimliğini tanımlayabilir mi?
Aslında çok kolay cevaplanabilir gibi görünse de kolayca cevaplanamıyor.
En basit tanımı ile kimlik; duygusal dünyan ile nesnel resminin bütünleşmesidir.
Bizim kimliğimiz nedir?
Bu bütünleşik duyguyu, sahip olduğumuz nesnenin (bedenin) içinde nasıl konumluyoruz?
Daha net sormak gerekirse
“Duygusal tarafımız, kimliğimize yansıyor mu? Yoksa sadece fiziksel bir avatar mıyız?
Cevabımız tabii ki “evet” değil mi…
“iç dünyanız kimliğinizin ta kendisidir”. Ben de kendime bu soruyu ilk sorduğumda “evet” demiştim. Bir süre sonra yaptığım samimiyetsizliği fark ettikçe bu soruyu kendime daha çok sormaya başladım. Doğru cevabı veremesem de bir ışığın bana yaklaştığını hissetmeye başlamıştım..
“Aşkım bu t-shirtle çok şirin göründüm, değil mi?” ya da benzer cümleler sarf ederken buldum kendimi. Bu yüzden daha motive oldum ve bu soruya daha çok sarıldım.
Yeni bir pantolon giydiğimde ya da güzel bir arabanın içinden dışarıya baktığımda tekrar tekrar kendime sorma devam ettim.
Gerçek “ben” rayban gözlükler içinde çok karizmatik bakan “ben” mi? diye.
Kimim ben? diye.
Daha fazla sordukça gördüğüm tek şey,
Tarzın ve nesnel varoluşun, gerçek hakkında hiçbir şey değiştiremediği oldu. Görünüşümüz, gerçek kimliğimize sadece bir bakış açısı katıyor. Görünüşünüz kimliğinizi değiştirmiyor, yeni bir perspektif oluşturuyor. Ya da çoğu zaman manipüle ediyor.
Hayatımız gibi “kimlik” fikrini de sadeleştirmemiz faydamıza olacak ve bize değer katacak. Anladığımız her şeyi sadeleştirebiliriz. Çünkü biliyoruz, sadeleştirdikçe daha iyi içselleştireceğiz ve zenginleştireceğiz. O yüzden kimliğimizin paydaşları olan duygusal ve fiziksel dünyamızı olabildiğince sadeleştirerek netleştirmeli bir o kadar da zengileştirmeliyiz.
Kimliğimiz içinde sadece, bize ait olanlar ve bize değer katan anlamlı şeyler olmalı..
Minik bir çocuğun giydiği süpermen kostümü o çocuğu hiçbir zaman Süpermen ya da Klark Kent yapmayacak.
O da bunu çok iyi biliyor.
Ama vazgeçmiyor. O kostüm bize, onun hayalperest bir dahi adayı olduğunu kanıtlıyor.
Tarzımız ve görünüşümüz ile kimliğimizi (daha kolay ve basit bir şekilde) okunabilir hale getirebiliriz. Ya da sadece görünüşümüz ile başkalarına ilham verebiliriz. Duygusal dünyanız ile dış görünüşünüz birbiri ile ne kadar senkronize olursa o kadar güçlü bir varlık temsili haline geleceğiz. Bizler duygusal dünya ile fiziksel dünyanın kesiştiği en eşsiz yaratıklarız.
Karizmatik olmak için şık bir takım elbiseye ihtiyacımız yok. Ya karizmatiksinizdir ya da değilsinizdir. Önemli olan: “Sen kimsin?” sorusuna verebileceğimiz dürüst cevaplardır.
Comments